NAFAKA NEDİR?

                Nafaka; Türk Dil Kurumu tarafından ” Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü; geçimlik” ve “Birinin geçindirmekle yükümlü olduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık” şeklinde tanımlanmıştır.

                Nafaka hukukî bir terim olarak; muhtaç halde bulunan karı veya kocanın birbirlerine, anne ve babanın çocuklarına, alt soyun üst soya, üst soyun alt soya, kardeşin kardeşlerine yardım yükümlülüğü şeklinde tanımlanabilir.

                Nafaka çeşitlerinden biri olan yoksulluk nafakası, Türk Medeni Kanunun 175. maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha fazla olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde tanımlanmıştır.

NAFAKA TÜRLERİ NELERDİR?

                Türk Medeni Kanunumuz tarafından dört çeşit nafaka türü düzenlenmiştir: Tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve yardım nafakası. Bu nafaka türlerini kısaca açıklamamız gerekirse;

                Yoksulluk nafakası; boşanma davası sonunda verilen hükmün kesinleşmesi ile yoksulluğa düşecek eşe diğer eş tarafından malî gücü oranında verilen nafaka türüdür.

                Tedbir nafakası; boşanma davası sürecince dava kesinleşinceye değin malî gücü zayıf olan eşe, diğer eş tarafından malî gücü oranında ödenen nafaka türüdür.

                İştirak nafakası; boşanma davası sonunda velâyet hakkı kendisine verilmeyen eşin velâyet hakkı verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitim giderleri için malî gücü oranında yaptığı katkıdır.

                Yardım nafakası; kendisine yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşlere talep halinde verilen nafaka türüdür.

                Kısaca açıkladığımız bu nafaka türlerinden tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası Türk Medeni Kanunu uyarınca boşanma ve ayrılık hallerinde sonuç doğuran ve boşanmaya münhasır nafaka türleridir. Bu makalemizde boşanma ve ayrılık davalarına bağlı nafakaların; boşanma davası esnasında ve sonunda artırılmasına ilişkin açıklamalarda bulunacağız. Ayrıntılı hukuki destek için alanında uzman bir avukat ile görüşülmesini ve hukuki danışma hizmeti alınmasını tavsiye ederiz.

NAFAKA ARTIRIM DAVALARI

                Taraflar boşanma davası esnasında nafaka artırımına ilişkin talepte bulunabileceği gibi boşanma davasının kesinleşmesinden sonra hükmedilen nafaka miktarının artırılmasına ilişkin nafaka artırım davası da açabilmektedirler. Türk Medeni Kanunu nafaka alacaklısının gelecekte değişme olasılığı yüksek sosyal ve ekonomik durumlarını gözeterek hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafaka artırım davası açabilmesine imkân tanımıştır. Zira boşanma davası esnasında hükmedilen veya boşanma sonrasında hükmedilen nafaka miktarı; bazı hallerde mevcut ekonomik şartlar çerçevesinde nafakanın amacına hizmet etmeyecek şekilde düşük kalabilmektedir. Bu sebeple kanun koyucu her iki hali de gözeterek nafaka alacaklısına nafakanın artırılması için imkân tanımıştır.

Boşanma Davası Sürerken Ara Karar ile Hükmedilen Nafakanın Artırılması

                Boşanma davası maddi anlamda katî bir hüküm ile sonuçlanana kadar hâkim; malî gücü diğer eşe göre daha zayıf olan ve yardıma muhtaç aynı zamanda dava sürecinde çocukların bakım, eğitim, sağlık, ahlâki gelişimleri için gerekli bilumum tüm ihtiyaçlarının karşılanması için bu nafakaya hükmedebilir. Bu hususa karar verecek hâkim her ne kadar talep edilmesine gerek olmaksızın re’sen bu nafakaya hükmedebilir ise de; hâkimin bu yönde kanaatinin oluşması açısından dava süreci boyunca bir avukattan hukukî destek alınmasını tavsiye ederiz. Çünkü şartları oluşmuş ise hâkim ilk celsede kurduğu ara karar ile tedbir nafakasına hükmedebilir.

                Anlaşılacağı üzere tedbir nafakası geçici bir nafaka türü olup; boşanma davası kesin hükümle sonuçlanana kadar süren ve dava kesinleştikten sonra kendiliğinden sona eren bir nafakadır. Bilineceği üzere çekişmeli boşanma davaları yaklaşık 2-2,5 yıl sürmektedir. Bu dava süreci boyunca günümüz ekonomik koşulları ve enflasyon göz önünde bulundurulduğunda tarafların gelir durumu, sosyal yaşamın gerektirdiği ihtiyaçlar değişkenlik gösterebilir. İşte bu gibi hallerde ihtiyaç sahibi taraf mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarının artırılmasına ilişkin talepte bulunabileceği gibi, duruşma sırasında da sözlü olarak talepte bulunabilir.

Boşanma Davası Kesin Hüküm ile Sonlandıktan Sonra Nafaka Artırım Davası

                Bu makalemizde özellikle değinmek ve açıklamak istediğimiz dava türü olan nafaka artırım davası; boşanma davasının kesinleşmesinden sonra nafaka miktarının, nafaka alacaklısının değişen ekonomik ve sosyal durumu, güncel ekonomik durumlar gözetilerek güncellenmesini sağlayan bir dava türüdür.

NAFAKA ARTIRIM DAVASI

                Boşanma davası sonunda belirlenen nafaka miktarı; değişen ekonomi, sosyal koşullar ve nafaka alacaklısının artan gereksinimleri doğrultusunda yetersiz kalabilmektedir. Bu durumda mahkeme tarafından belirlenen nafaka; nafaka artırım davası açılarak nafakanın amasına uygun olarak yeniden güncellenebilir. Nafaka artırımına ilişkin taraflar anlaşmış dahi olsalar; taraflarca sözlü olarak belirlenen yeni nafaka miktarının icra edilebilmesi için nafaka yükümlüsünden alınabilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç duyulmaktadır.

                Türk Medeni Kanunun m.176/4:”Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına  karar verilebilir.” şeklinde nafaka artırımına ilişkin şartlardan bahsetmektedir. Tarafların malî durumlarının değişmesinden kasıt; artan giderler, içinde bulunulan ekonomik durum, tarafların bakmakla yükümlü oldukları çocuklarının bakım, eğitim ve diğer sosyal giderlerinin artması halinde nafaka artırım davası açılabileceği belirtilmiştir. Kanun metninden anlaşılacağı üzere nafaka artırımı yalnızca nafaka alacaklısının malî durumunun değişmesi şartına bağlı kılınmamıştır. Eğer belirlenen nafaka miktarı güncel ekonomik şartlar ve enflasyon göz önüne alındığında yetersiz kalmakta ise; mahkeme hakkaniyet gereğince nafaka artırımına hükmedebilir.

                Fakat tüm bu haller sağlansa dahi talep olmaksızın yani nafaka artırımına ilişkin bir dava açılmaksızın nafakanın artması mümkün değildir. Zira Türk Medeni Kanunu m.176/5: “Hâkim, istem hâinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllardan tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına  göre ne miktarda ödeneceğini karar bağlayabilir.” şeklinde bu hususun ancak talep edilmesi halinde uygulanacağını belirtmiştir. Önemle belirtmemiz gerekir ki; değişen malî durum veya enflasyon karşısında yetersiz kalan nafaka miktarının artırılması için nafaka artırım davasının açılarak mahkemeye bu durumun deliller eşliğinde ibrazı gerekmektedir.

NAFAKA ARTIRIM DAVALARINDA YARGILAMA USÛLÜ

                Nafaka artırım davaları basit yargılama usûlüne tabidir. Basit yargılama usûlü; nafaka artırım davaları gibi kısa zamanda sonuçlanması gereken davalar için uygulanan bir usûldür. Yani nafaka artırım talebinde bulunan nafaka alacaklısının dava dilekçesi sunması ve nafaka yükümlüsünün cevap dilekçesi sunması ile dilekçeler teatisi tamamlanmaktadır. Akabinde en fazla 2 duruşma yapılmak suretiyle nafaka artırım davası kısa sürede sonuçlanmaktadır. Fakat önemle belirtmemiz gerekir ki; nafaka alacaklısı maruzatını mahkemeye deliller eşliğinde kuvvetli bir dava dilekçesi ile açıklaması çok büyük önem arz etmektedir. Çünkü basit yargılama usûlü ile kısa zamanda sonuçlandırılması hedeflenen bu davada mahkemenin nafakanın artırılmasına ilişkin kanaatinin oluşması için; nafaka alacaklısının gerekçeleri ile birlikte mevcut nafakanın kendisi için yeterli olmadığını gerekçelerine dayanak gösterdiği deliller ile detaylı ve güçlü bir anlatım ile açıklaması gerekmektedir.

                  Basit yargılama usûlünün amacı yargılama aşamalarını hızlandırarak davayı olabildiğince kısa sürede karara bağlamak olduğundan delillerin ikamesi de bir süre sınırına tabi tutulmuştur. Nafaka artırım talebinde bulunan davacı; dava dilekçesinde tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu belirtmek suretiyle elinde mevcut bulunan delillerini dilekçesine ekleyerek, başka yerden gelecek bilgi ve dosyalar için de gereken bilgileri sağlamak zorundadır. Aksi takdirde bu delillere dayanmaktan vazgeçildiği kabûl edilir. Bu sebeple nafaka artırım davasının tüm aşamalarında bir avukattan hukukî destek alınmasında ve dava sürecinin avukat ile takip edilmesi elzemdir.

NAFAKA ARTIRIM DAVALARI NE KADAR SÜREDE SONUÇLANMAKTADIR?

                Nafaka artırım davaları yaklaşık 4-5 ay sürmektedir.  Bu dava her ne kadar basit yargılama usûlüne tabi olsa da; dilekçeler teatisinin tamamlanma süresi, duruşma tarihinin verilmesi, iki duruşma arasındaki sürenin farklılık göstermesi ile değişkenlik göstermektedir.

                Dava dilekçesinin karşı tarafa tebliğinin usûlüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, muntazam ve güçlü bir şekilde hazırlanan dava dilekçesi ve dava dilekçesinde eksiksiz belirtilen gerekçelerin etkili şekilde delillendirilmesi işbu davanın akıbeti açısından oldukça önemlidir. Zira davanın sağlıklı şekilde ilerlemesi ve mahkemenin nafaka artırımına ilişkin nafaka alacaklısının ihtiyaçları ölçüsünde etkili şekilde artırılması için işbu davanın bir avukat aracılığı ile takip edilmesi elzemdir.

ANLAŞMALI BOŞANMA SONRASINDA NAFAKA ARTIRIM DAVASI

                Çekişmeli boşanma davası sonrasında nafaka artırım davası açılabileceği gibi anlaşmalı boşanma davasında belirlenen nafakanın da  artırılması mümkündür. Nafaka her ne kadar  taraflar arasında yapılan sözleşme ile belirlenmiş olsa da; şartlar oluşmuş ise nafaka artırılabilir.

NAFAKA ARTIRIM DAVALARI ZAMANAŞIMI VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREYE TABİ MİDİR?

                Nafaka artırım davasının açılabilmesi için yukarıda belirttiğimiz şartlar haricinde yasada belirtilmiş herhangi bir şart bulunmamaktadır. Eğer nafaka halen devam ediyor ise; her zaman nafaka artırım davası açılabilir. Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen sürede tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının ve varsa müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarının değişmesi işbu davanın açılabilmesi için yeterlidir. Değişen malî durum, günümüz ekonomik şartları karşısında değersiz kalan nafakanın yetersiz kalması, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı ile davalının ekonomik durumları gözetilerek, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir artış miktarına hükmedilir.

                Fakat nafaka  yükümlülüğü sona ermiş ise işbu dava açılamaktadır. Yani yoksulluk nafakası alan tarafın evlenmesiyle veya yoksulluğunu ortadan kaldıracak kadar bir varlığa kavuşması halinde; iştirak nafakası belirlenen müşterek çocuk 18 yaşına girmiş olması veya müşterek çocuğun velâyetinin bulunduğu eş tarafından iştirak nafakasından vazgeçilmesi halinde, velâyetin diğer eşe verilmesi gibi durumlarda nafaka yükümlülüğü son bulur. Bu durumda nafaka artırım davası konusuz kalacaktır ve açılamayacaktır.

NAFAKA ARTIRIM DAVALARINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

                Nafaka artırım davalarında yetkili mahkeme; Türk Medeni Kanunu m.177 uyarınca nafaka alacaklısının yani davacının ikâmetgâhının bulunduğu yer mahkemesidir.  Bu madde ile nafaka talebinde bulunan nafaka alacaklısının zaten içinde bulunduğu ekonomik ve malî açıdan güçsüz konumu göz önünde bulundurularak; nafaka yükümlüsünün  bulunduğu yer mahkemelerine masraf  yaparak dava açması nedeniyle mağdur edilmemesi amaçlanmıştır.

                Nafaka artırım davalarında görevli mahkeme; o yerde ayrı bir aile mahkemesi varsa aile mahkemeleri, aile mahkemesinin kurulmadığı yargı çevrelerinde ise genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleridir.

Daha detaylı bilgi almak için Tokmak Hukuk&Danışmanlık ile iletişim kurabilirsiniz.

 İLETİŞİM BİLGİLERİ : 05538074603 avtokmakk@gmail.com

Avukat Mavili TOKMAK

TOKMAK HUKUK&DANIŞMANLIK

Bilgi İçin