İş kazalarının ardından işverenlerin mağdurları çeşitli vaatlerle oyalayarak şikayet sürecini geciktirmeye çalıştıklarını belirten Av. Mavili Tokmak “İşverenler bu süreçte kamera kayıtlarını silebiliyor, kendi üzerindeki mal varlıklarını başkalarına aktarabiliyorlar, hatta emniyet birimleri dahi, delilleri toplamakta özensiz davranabiliyor” dedi.
“OLAYIN HEMEN ARDINDAN RESMİ ŞİKÂYET SÜRECİ BAŞLATILMALI“
İş kazalarının ardından sürecin doğru ve hızlı bir şekilde yürütülmesinin hayati öneme sahip olduğunu belirten Tokmak, “Bir iş kazası meydana geldiğinde, kazazedenin vakit kaybetmeden emniyete giderek şikâyet başvurusunda bulunması gerekir. Ne yazık ki bazı işverenler, kazazedeyi kandırmaya çalışarak ‘Sana para vereceğiz, ilgileneceğiz’ gibi sözlerle süreci ertelemeye ve süreci uzatmaya çalışıyor. Bu gecikmeler sırasında işverenler kamera kayıtlarını silebiliyor, üzerlerindeki mal varlıklarını başkalarına devrederek tazminat ödemekten kaçınabiliyor. Bu nedenle, olayın hemen ardından resmi şikâyet süreci başlatılmalı, ilgili delillerin toplatılması gerekmektedir” diye konuştu.
“YÜKSEK TAZMİNAT ÖDEMELERİ ORTAYA ÇIKIYOR”
Kazanın ardından süreç, hem ceza yargılaması hem de tazminat hukuku açısından önemli olduğunu ifade eden Tokmak, “Özellikle kalıcı bir mağduriyet söz konusuysa, mağdura maaş bağlanması ya da yüksek tazminat ödemeleri ortaya çıkıyor. Kulağa çok hoş gelmeyecek ama insan hayatı söz konusu olduğundan on milyonları bulan tazminat sahibi olabilirler, belki sağlıkları yerinde olmayacak ama kendilerini olaydan sonra hayatlarını sürdürebilmek için milyon liraları olabilir. Bu aşamada uzman bir avukatla hareket edilmesi, hastane masraflarının ve tedavi sürecinin sağlıklı yönetilmesi açısından büyük önem taşıyor” dedi.
“DAVANIN HEMEN BAŞINDA İŞVERENİN MALVARLIĞINA TEDBİR”
Tazminat miktarları bazen milyonları bulabildiğini belirten Tokmak, “Bu gibi durumlarda işverenlerin mal kaçırma girişimlerine sıkça rastlanıyor, hatta olay gününden 1 hafta geçmeden mal kaçırılıyor, bu da tazminatın tahsilini zorlaştırıyor. Böyle bir durumda mağdurun elindeki mahkeme kararı ,boş bir A 4 kağıdının değerini geçmiyor. Dolayısıyla hukuki sürecin gecikmeden başlatılması ve kötü niyetli şahısların tüm malvarlığına tedbirlerin davanın hemen başında konulması şart. İşverenler çoğu zaman kendilerini güvence altına alırken mağdur işçileri yıldırma ve korkutma yoluna gidiyor. Bu nedenle işçilerin bilinçli olması ve haklarını korumak adına süreci kararlılıkla takip etmesi gerekiyor. Hak ararken hak kaybetmemeniz için mutlaka bu durumlara dikkat edilmeli ” ifadelerini kullandı.